1
Products
reviewed
189
Products
in account

Recent reviews by SWEEPS

Showing 1-1 of 1 entries
10 people found this review helpful
79.8 hrs on record (23.0 hrs at review time)
''BAŞLANGIÇTA YALNIZCA GRİLİK VARDI''

Oyun sektörüne şu son 10 yıl içerisinde bu kadar damgasını vurmuş bir oyun daha, herhalde zor buluruz gibi. Bana sorarsanız yeni neslin bir kısmının gittikçe geliştiği ancak aynı zamanda da bir kısmın maalesef fikir üretmekten yoksun olduğu bu zamanlarda yeni bir oyun türü oluşturmayı başaran oyunlar arasına tarihe ismini altın harflerle yazmıştır.
‘’Dark Souls benzeri’’ ya da genel tabiriyle Souls-like oyunların da çıkmasına vesile olmuştur. Peki nedir bu Dark souls yahu?
-
-
‘’Başlangıçta yalnızca grilik vardı. Dünya henüz şekillenmemiş ve sislerin arasına gizlenmişti. Bu dünyaya hükmedenler ejderhalardı. Ancak sonrasında ateş geldi ve ateş beraberinde zıtlıkları da getirdi; sıcak ve soğuk, yaşam ve ölüm, aydınlık ve karanlık… Ardından karanlıktan gelenler ateşin içinden dört adet ruh buldu. Ölüm Ruhu’nu bulan Nito oldu ve dünya ölmenin ne demek olduğunu öğrendi. Yaşam Ruhu ise Izalith Cadısı’nın payına düştü ve dünya hayatla doldu taştı. Lord Gwyn, ateşin içinden Işık Ruhu’nu buldu ve yeniden şekillenen bu dünyanın aydınlanmasını sağladı. Tüm bunlar, huzurla ebediyete kadar yaşamakta olan ejderhaları rahatsız etti ve Ruh Lordları’na karşı savaş açtılar. Diğer ejderhaların aksine bir ölümlü olarak doğan pulsuz ejderha Seath, Lordlara ejderhaların zayıf noktalarını aktardı ve kendi türüne ihanet etti. Bu sayede Lordlar savaşı kazandı ve Kadimlerin Çağına son verip, Ateşin Çağını başlattı. Tüm bunlar olurken, dördüncü bir ruhu Sinsi Pigme buldu. Karanlık Ruh, insanları lanetlemek üzere Pigme’nin ellerinde gözlerden uzaklaştı.’’
-
-
İşte böyle çarpıcı bir girişe sahiptir Dark Souls. Üstünden 8 yıl geçmiş ancak biz oyuncular hala bu oyunu hatırlar dururuz. Öyledir ki bu külliyata belki de bu yazı sayesinde yeni girecek insanların Remestered (Yenilenmiş) versiyonu ile girmesi içimi kıvançla doldurur desem az kalır. Bu incelemede elimden geldiğimce sizlere Dark Souls oyununu anlatacağım. Aralarda tabi ki ‘’Remestered’’ versiyonu ile arasındaki ufak tefek farklılıklardan da bahsedeceğim ama bunlar asıl konumuz olan sizlere bu güzel oyunu tanıtma meselesinin önüne geçmeyecektir.
-
BİR DÖNÜM NOKTASI
-
Öncelikle tebrik ederim zira bu oyun sayesinde oyun zevklerinizin genişleyeceği ve oyunlara daha farklı açılardan bakabileceğinizi göreceksiniz. Bir oyun alacakken artık oyunlar hakkında ki kriterleriniz, aynı zamanda da başka projelerle alakalı beklentileriniz emin ki oldukça gelişecektir. Siz hiç ‘’Aman aşırı zor!’’ diyenlere bakmayınız efendim bu tarz yorumlar yüzünden soğuyacağınıza oyunu oynadıktan sonra ‘’İdare eder.’’ dediğiniz oyunlara karşı olacak tutumlarınız için belki soğuyabilirsiniz. Oyunun aslında ne kadar da döneminin ve hatta günümüzün oyunlarının hikâye anlatımında kırmızı bir çizgiyle ayrıldığını, atmosferin sizi nasıl içine çektiğini oyunu deneyimlediğiniz zaman oldukça iyi bir şekilde anlayacaksınızdır. Dark Souls diğer birçok oyundaki gibi ‘’Hadi şimdi buraya doğru gidiyorsun.’’ gibi bir yardım eli uzatmadığı zaman ne kadar da büyük bir iyilik yaptığının farkına varacaksınız diyebilirim.
-
NEYE GÖRE, KİME GÖRE ZOR?
-
Oyun zor(!), zor da neye göre kime göre zor değil mi? Öncelikle hayır, zor olmaktan çok hatırlatıcı bir oyun diyebiliriz. Peki zor diyenler neden bu seriye zor diyor? Çünkü oyun sizi döve döve eğitiyor. Ancak bunu saçma sapan bir game design ile değil; hesaplanıp, bazı ''firmaların'' aksine üstüne düşünülmüş bir sistemi ve mekanikleri var. ‘’Yok düşmanların can barlarını 5 katına çıkarayım. Yok, efendim seni ne kadar uğraşırsan uğraş hakkaniyetsiz bir şekilde zorlayayım.’’ gibi bir mottoda değil öncelikle. Oyun size ‘’Hakkaniyetiz’’ değil aksine sizi uzun zamandır kolaya alıştırmış oyun sektörünün o ağırlığını üzerinizden atmanız için zor(!) bir yapıdadır. Aynı zamanda oyunu deneyimlediğinizde aslında o kadar zor olmadığını hatta gittikçe oyunun sadece biraz pratik gerektirdiğini ve hiç de zor olmadığını göreceksiniz. Çünkü Dark Souls harika bir denge içerisinde yapılmış bir oyun. Başlarda ölümü bir ceza olarak düşünsenizde oyunda ilerledikçe oyunun içindeki hiçbir düşmanın aslında kabiliyetlerinizin ötesinde olmadığını ve sizin yeteneklerinizin ötesinde haksız bir oyun dizaynına sahip olmadığını göreceksiniz. Bu arada oldukça fazla öleceksiniz orası ayrı ancak bu ölümler sizi isyana sürüklemesin çünkü bu zorluklardan sonra düşmanı yendiğinizde gelen o tatmin hazzı paha biçilemez diyebiliriz.
-
HERKESİN BAŞINA GELİR
-
Şimdi gelelim oyuna başladığınızda her Souls oyuncusu gibi yaşayacağınız olaylara. Öncelikle oyun hiçbir zaman elinizden tutmayacak. Hangi yönde gitmeniz gerektiğini ya da düşmanlara nasıl saldıracağınızı kendiniz çözüp öğrenmeniz gerekecek. ‘’Oluşturduğum karakteri en efektif nasıl kullanabilirim? Silah açıklamalarındaki bu büyük harflerde neyin nesi? Neden bu kadar yavaş yürümeye başladım? Acaba ağırlık mekaniği oyunda bu kadar önemli mi?’’ Gibi konuları oyun size öğretmiyor, bunu sizin öğrenmenizi istiyor ki bunu zaten oyunun içinde bulmanız gerekecek. Bu deneyimledikçe öğrenme tarzı, oyunun geneline de yayılmış durumda.
Mesela hikaye anlatımına değinecek olursak; bir bölgeye girdiğinizde duvarlardaki resimlerden, o bölgenin mimarisinden, bir eşya açıklamasından veya bir düşman dizaynından öğreneceksiniz hikâyeyi, bir ara demo ile ya da bir karakterin her şeyi anlatmasıyla değil. Bu topladığınız bilgilerde hikâye konusunda size bazı ipuçları sağlıyor ancak hiçbir zaman kendisini tam anlamıyla açıklamıyor. Hep bir yerlerde açıklar bırakıyor ki bu da aslında en tatlı yönlerinden biri çünkü Hidetaka Miyazaki küçüklüğünde de bu tarz hikâyede açıkları olan kitapları okuyup kalan kısımları kendi hayal gücüyle tamamlamıştır ve aynısını Dark Souls‘ta da bizden beklemektedir.
İşin ilginç tarafı isterseniz bu hikâye kırıntılarını hiç takip etmeyebilirsiniz. Umurunuzda bile olmayabilir çünkü oyun sizi mekanikleriyle de içine çekmeyi başarıyor. Ben yine de hikâyenin peşine düşün derim. Çünkü bir Boss ile savaşınızda onun hikâyesini bilip savaştığınızda yaşadığınız deneyimle, onu sadece yolunuzun önündeki bir engel olarak görmek arasında büyük bir fark yaratmayı başarıyor oyun
-
SON DEMEÇLER
-
Bu oyunu oynayacaksanız zaten insanların hayran olduğu şeylere anlam vermiş olacaksınız. Mesela benim Solaire sevdam gibi...
Ya da bizleri hem görkemli yapısıyla kendine aşık eden hemde o çok sevdiğimiz yollarıyla ağlatan, ama her Dark Souls oyuncusunun adını daha farklı hatırladığı Anor Londo gibi bir şaheseri görmüş olacaksınız.

Ve niceleri efendim. Elimden geldiğince düzgün ve belki de 3-5 kişi bile olsa insanların bu oyunu arzulamasını başarabildiysem ne mutlu bana.

Eğer buraya kadar değer verip okuduysan sevgili Souls sevdalısı teşekkür ederim. İYİ OYUNLAR
Posted 11 July, 2020. Last edited 12 December, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
Showing 1-1 of 1 entries