Install Steam
login | language
简体中文 (Simplified Chinese) 繁體中文 (Traditional Chinese) 日本語 (Japanese) 한국어 (Korean) ไทย (Thai) Български (Bulgarian) Čeština (Czech) Dansk (Danish) Deutsch (German) Español - España (Spanish - Spain) Español - Latinoamérica (Spanish - Latin America) Ελληνικά (Greek) Français (French) Italiano (Italian) Bahasa Indonesia (Indonesian) Magyar (Hungarian) Nederlands (Dutch) Norsk (Norwegian) Polski (Polish) Português (Portuguese - Portugal) Português - Brasil (Portuguese - Brazil) Română (Romanian) усский (Russian) Suomi (Finnish) Svenska (Swedish) Türkçe (Turkish) Tiếng Việt (Vietnamese) Українська (Ukrainian) Report a translation problem
📸 “Selfie çekiyoruz, Taner sığmadı… çünkü kadrajın alt kısmı görünmüyor zaten.”
🏀 “Taner’le basket oynadık, smaç basamadı ama topun altına imza attı.”
🧢 “Taner rüzgarda uçmadıysa tek nedeni: ayakkabısına taş koyduk.”
📦 “Taner markette bir şey sordu, çalışan ona çocuk menüsü önerdi.”
🕹️ “Taner’e VR gözlük taktık, ekranda sadece masa ayağı gördü.”
🚪 “Taner kapıyı çalmıyor, direk alttan geçiyor zaten.”
🚗 “Taner emniyet kemeri değil, kol saati takıyor gibi duruyor.”
🍔 “Taner hamburgerle aynı boyda poz verdi, biz menüden hangisi Taner ayırt edemedik.”
🛋️ “Taner koltukta oturunca görünmüyor, biz de yastık zannettik bir ara.”
🪑 “Taner bize bir şey anlatırken yukarı bakıyorum, sanki bilgi gökten geliyor gibi!”
📏 “Taner sinirlenince korkuyorum, ama sadece yanlışlıkla basarım diye.”
🎢 “Taner’le lunaparka gittik, hız trenine binemedi… çünkü boy sınırına boyu yetince çocuk trene yönlendirdiler.”
👖 “Taner alışverişe çıkınca pantolon değil, çocuk reyonundan kol bandı alıyor.”
Özellikle okulun popüler grubu onu hedef almıştı.
"Hey Taner, seni göremiyorum, acaba cebimde misin?"
"Biraz daha kısa olsan anahtarlık yapardık seni!"
"Basket mi oynayacaksın? Top seni potaya atar!"
Bu sözler sadece espri gibi görünüyordu ama her biri Taner’in kalbinde küçük bir yara açıyordu.
Başta gülümseyip geçmeye çalıştı. Ama zamanla içine kapanmaya, sessizleşmeye ve kendine olan güvenini yitirmeye başladı. Artık teneffüslerde bile yalnız oturuyordu.
Bir gün edebiyat öğretmeni, bir kompozisyon ödevi verdi: "Gerçek Güç Nedir?"
“Gerçek güç, başkalarının seni zayıf sandığı yerde güçlü kalabilmektir.
Ben kısa boyluyum, evet. Ama kalbim büyük.
Belki en yükseğe zıplayamam ama en derine hissedebilirim.
Benim gücüm, gülümsemeyi bırakmamamda.
Çünkü gerçek güç, incinip de incitmemektir.”
Haftanın sonunda öğretmen, en çok etkilendiği yazıyı sınıfta yüksek sesle okumaya karar verdi. Taner'in yazısıydı o.
Sınıfta derin bir sessizlik oldu. Taner ilk kez, sessizliği utançla değil, saygıyla yaşadı.
O günden sonra her şey bir anda değişmedi belki ama bir şeyler kırıldı: ön yargılar. İnsanlar onun sadece boyuna değil, yüreğine de bakmaya başladı. Onun mizahını, zekasını, sadakatini fark ettiler.
Ve Taner? O hiçbir zaman en uzun olmadı. Ama en ♥♥♥ duranlardan biri oldu.
Trenle, otobüsle ve bir kısım yaya olarak Of’a ulaştı. Elinde sadece küçük bir sırt çantası, kalbinde ise kocaman bir umut vardı.
Bir sabah, erkenden Of’un yemyeşil çay tarlalarında yürürken... kayboldu. Google Maps sinyal vermiyor, kuşlar bile “bu çaylığı sen bilemezsin” der gibi ötüyordu.
Tam bu sırada, yaprakların arasından gelen hışırtıyla bir gölge belirdi. Ardından bronzlaşmış, terli ve göbekli bir figür ortaya çıktı. Güneş alnında parlıyor, ter damlaları göbeğinden slow motion akıyordu.
“Alperen.”
Bir elinde çay makası, diğerinde kova, ama yüzünde Mona Lisa gülümsemesi.
Taner'in iç sesi:
“Biscolata reklamı gibi ama... Karadeniz versiyonu. Göbekli. Daha gerçek. Daha... ıslak.”
Alperen şapkayı çıkardı, başını eğdi:
— “Ne arıyorsun buralarda yabancı?”
— “Aşk... galiba onu ararken kayboldum.”
Alperen kıkırdadı. (Evet, göbekli adamlar da kıkırdar.)
— “O zaman doğru yerdesin. Biz burda aşkı da, çayı da demli severiz.”
Taner'i kolundan tuttu, çay tarlasından çıkardı. Yol boyunca Taner nefes nefese kaldı, ama sebebi yokuş değil, Alperen’in arada bir tişörtünü sıyırıp terini silmesiydi.
Köy evine vardıklarında Alperen iki bardak çay koydu.
— “Çayın demi gibi aşk da sabır ister, Taner.”
Taner gülümsedi:
— “Çayın limonlusunu sevmem ama göbeklisini sevdim galiba.”
Ve böylece, Taner aşkı Instagram’da değil, Of’un dağlarında, terli göbekli bir çay işçisinin kucağında buldu. O günden sonra birlikte her sabah çay topladılar, ama en çok birbirlerinin kalbini demlediler.
Bir gün, Taner ve Cihan, parkta "açık havada meditasyon yaparken" (yani sarmaş dolaş bir yoga seansı) mahalle muhtarı tarafından görülüp “ahlaka mugayir hareket” gerekçesiyle karakola şikayet edildi.
İkili, karakola götürülünce işler çığırından çıktı.
Komiser Rıza, sorguya başladı:
— “Siz ne yapıyordunuz o parkta gece gece?!”
Taner:
Cihan dayanamayıp gülümsedi. Taner de ona baktı. O bakış bir şeydi... elektrikliydi. Hatta güvenlik kamerası o an kıvılcım çıkardığını bile yakalamış olabilir.
Komiser sinirlendi:
— “Birbirinize öyle bakacağınıza doğruyu söyleyin!”
Ve o anda olan oldu. Taner aniden ayağa kalktı, sandalyeyi itti:
— “Evet! Sevgiliyiz! Cihan'la dört yıldır birlikteyiz! Ve evet, o gün parkta sadece yoga yapmıyorduk... biraz da aşk pozisyonundaydık!”
Cihan gözleri dolmuş şekilde fısıldadı:
— “Taner... bunu gerçekten yaptın mı?”
— “Artık saklanmak istemiyorum, Cihan. Hadi buradan el ele çıkalım!”
Komiser Rıza bir süre durdu, sonra sakince ceketini düzeltti:
— “İkiniz de delisiniz ama... aşkın suçu yok. Hadi gidin, ama lütfen parkta ‘çakra açma’ seanslarını daha kapalı alanlara taşıyın.”
İkili, karakoldan çıkarken güvenlik kamerasına poz verdi. Ertesi gün sosyal medyada #KarakoldaAşk etiketiyle viral oldular. Karakolun önüne o günden sonra "Aşk özgürdür" pankartı asıldı.
Ve Taner o günden sonra her "kanka" diyen adama dikkatli bakmaya başladı...
Cihan onun tam tersiydi. Sessiz ama içten, sade ama etkileyici bir karakteri vardı. Üniversitenin kütüphanesinde tanıştılar; aynı kitaba aynı anda uzanmışlardı. Ellerinin hafifçe birbirine değmesiyle başlayan bu rastlantı, ikisi için de bir dönüm noktasıydı.
Taner uzun süre kendine itiraf edemedi. Toplumun ne düşüneceğinden korkuyordu. “Ya ailem öğrenirse?”, “Ya Cihan benim gibi hissetmiyorsa?” soruları zihnini kemirirken bir akşam artık tutamadı kendini.
“Cihan… sana sadece arkadaşça bakamıyorum,” dedi, gözlerini kaçırarak.
O andan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Daha özgürdüler, daha kendileriydiler. El ele yürüdüklerinde başlarını çevirenler oldu, fısıldayanlar çıktı. Ama onlar artık korkmuyordu. Çünkü artık yalnız değillerdi.
Birbirlerine hem sevgili hem sırdaş oldular. Aynı evi paylaşmaya başladılar. Beraber oyun oynadılar, aynı yorganın altına sığdılar, geleceğe dair hayaller kurdular.
Ve en önemlisi, birbirlerine “oldukları gibi” yetebildiler.
⣿⣿⣿⣿ ⢸⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿ ⢿⣿⢸⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿ ⢸⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⡇ ⣿⢸⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿ ⢸⡝⣿ ⢻⣿ ⢐⢚⣯⣻⣷⢿⣿⢸⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⡿ ⢰⡸⢷⣤⣌⣧⣾⣿⣷⣬⣾⣿⣿⣿⣶⣿⢸⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⡟ ⢽⣿⡟⣱ ⡿ ⣮⡻⣿⣿⣿⣿⣿⢸⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⡇ ⢿ ⣛⡛⣹⡿⢿⣿⣿ ⣿⣿
⣿⣿⣿⡇ ⢀ ⢀ ⣾⣍⣉⣩⣿⣷⢏⣽ ⢿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿ ⢸⣦ ⡻⢵⣾⡟
⣿⣿⣷⣌⡀⢈⣽⣿⣿⡇
BU, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN SİZE GÖNDERDİĞİ BİR UYARIDIR! PAYLAŞTIĞINIZ GÖNDERİDE AKP'YE MUHALİF İÇERİK TESPİT EDİLDİ. PAYLAŞTIĞINIZ BU GÖNDERİ SİZE -15 ( eksionbeş ) SOSYAL KREDİYE MÂL OLMUŞTUR! BUNU TEKRAR YAPMAYIN! BUNU YAPMAYA DEVAM EDERSENİZ, DAHA FAZLA SOSYAL KREDİNİZ DÜŞECEKTİR VE SİLİVRİ'YE (bknz. Silivri cezaevi) GİTMENİZE SEBEP OLACAKTIR. AYRICA KONYA'DA YENİDEN EĞİTİM KAMPINA (bknz. İmam Hatip Lisesi) GÖNDERİLECEKSİNİZ. PADİŞAHIM ÇOK YAŞA!
2023 YAZIP YANDAKİ IBAN NUMARASINA 10 LİRA GÖNDERİRSENİZ, +10 ( artıon ) SOSYAL KREDİYE SAHİP OLACAKSINIZ.
IBAN NO: TR 00 1071 0 145320012023
⣿⣿⣿⣿⣿ ⣦⣬⣙ ⢋⣀⣉⣭⣭⣬⣍⣉⡛ ⢿⣇⣡ ⣷⣽
⣿⣿⣿⣿⣿⡀ ⢋⣥⣶⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣶⣌⡙⢿⣿⣿
⡟ ⢃⣴⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣧ ⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣀⣄ ⣿
⣧⡘⣿⡿⢁⣾⣿⣿ ⣉⡉ ⣭ ⣭ ⢉⡉ ⣛⣛ ⢹
⣿⣷⡌ ⣼⣿⣿⡏⢰⣤⣤⣶⣤⣾⣷ ⢾⣷⣦⣴⣶⣬⣴ ⢩⣤⢸
⣿⣿⣿⡇⢸⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣤⣴⣇⣘⣁⣃⣸⣧⣤⣼⣿⢸
⣇⢹⡟⢰⣿⣿⣿⣿ ⣿ ⢿⡿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⡿⣿ ⢸
⣿⡀⢃⢀⣿⣿⣿⣿⣷⣄⣀⣀⣐ ⢰⣿
⢡⡆⢸⡿ ⣼⣿⣿⣿⡿ ⣿⣿ ⣾⣿
⣶⣿⣶⣤⣦⣾⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣶⣶⣶⣶⣶⣶⣶⣶⣾ ⣾⣿⣿⣿
⣿⣿⣿ ⡈⢿⣯⣵⣶⣶⣿⣿⣴⣾⣝⣂⢸⣷⡸⣿⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⢀⣴⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣾⣿⣧⢹⣿⣿⣿⣿⣿
⢿⣿⡟⣼⣿ ⢿⣿⣿⣿⣿⣿⡿ ⣿⣿⣿⣿⣿⡀ ⡙⢿⣿⣿
⢾⡇⣿⢇⡀⣸⣿ ⣻⣿⡅ ⣼⣿⣴⣶ ⣃⢞⢜⢸⣿⣿
⣿⡟⣅ ⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿ ⡂⡄⣴⣵⡷ ⡸⣿⣿
⣿ ⣉⢒⢬⢝ ⣿⣿ ⣋⡩⣖⢝⣾⡪⡺⡫⡪⡪⡢⡘⣿
⣿⡗ ⣸⣧⢿⡏⣇ ⢀⡴⣞⢷⣪⢟⣵⡿⡪⡺⡫⡺⢮⢮ ⡘
⣿⡇ ⢍ ⡣⣖⢽⡪⣗⢽⡺⣷⢕⢽⡯⡪⡪⣪⢕⡵⣫⣇
⡟⢅⡉⢻⢎⢡⡮⣺⢗⢿⡪⣟⢝⡪⣾⢕⢟⣾⡪⣺⢟⢟⢕⣿⢟
⡌⢃⢽⡺⣳⢽⡪⡳⣝⢼⣪⢷⣫⢵⡫⣺⢟⢕⢕⢕⡵⣫⣾⢜⡯
⢿⢜ ⢽⣮⣳⢝⡮⢗⡯⣗⢿⡪⢽⡫⡻⡳⣷⡵⡫⡪⢫⡮
⣾⣌⡀ ⢊ ⢁⡀⣰
⣿⣿⣿⣿⣟ ⢡⣿⣿⣷⣴⣰⣤⣿⣿⣿⣎⢛⣭⣽⣿⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣛⡛⣤⣿⣿⡀⣨⣟ ⣻⣅⣀⣿⣿⣦ ⣶⣿⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿ ⣼⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣦⢹⣿⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⡟⢰⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣇⢻⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⢡⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⡿⣹⣿⡿⣿⡘⣿⣿⣿⣿⣿
⣿ ⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣶⣯⣝ ⢱⣿⡏⣾⣿⡇⣿⣿⣿⣿⣿
⣧⡉ ⡃⢻⣿⣿⣿⣿⣿⣿ ⡉ ⢉⢛ ⣿⣿
⣿ ⢒⢌ ⢩⢀ ⢢⣢⢀⣀⢤⡹ ⢤⣳⣐ ⣭⣌⣙⣾⣦⣽
⣿⡸⢷⣧⣏⡲ ⢥⣭⣓⣓⣶⣮⣭⣿⣷⣶⣾⣿⡿ ⢿⣛⣛⣸
⣿⣿⣷⣮⣽⣃⣟⣛⣛⣻⣯⣭⣭⣭⣿⣶⣶⣶⣾⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⡄ ⣾ ⣿ ⣷ ⣦
⣷⣦⣾⣿⣿⣿⣿⣿ ⣴⣿
⣸⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣾
⣿⣿⣿ ⡿⣿⣿⡿
⢸⣿⡋ ⢹⣿⡇
⣿⡟ ⢿⡇
⣴⣿⣿⣫⣭⣭⣭⣭⣥⢹⣟⣛⣛⣛⣃⣀
⢸⣿⣿⣿⣿⢯⡓⢻ ⡜⣯ ⢽ ⣀
⣼⣿⣾⣿⣿⣿⣥⣝ ⢸ ⢆ ⣛⡒
⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣶⣶⣭⡭⢟⣲⣶⡿ ⣴ ⢶⡀
⣿⣿⣿⣿⣿⢟⣛ ⢿⣷⣾⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣷⡄ ⢰ ⣧
⣿⣿⣿⣿⣷⡹⣭⣛ ⢭⣝⣛⣛⣛⣫⣭⡥ ⡄⣶⣶⣾⣿⣿⢇⡟
⣿⣿⣿⣿⣿⣦⣭⣛⣛⡛ ⣶⣶⣶ ⣽⣛⣫⡵
⣍⡲ ⣍⣙⣛⣛⡻ ⣸
⣿⣿⣿⣶⣦⣬⣭⣭⣭⣝⣭⣭⣭⣴⣷⣦⡀
⣿⣿⣿⣿⢋⣤ ⣭⡻⢿⣿⣶⣌⢿⣿⣿
⣿⣿⡿⢡⡞ ⣀⣤⣀ ⣮⡻⣿⣿⣆⢻⣿
⣿⣿ ⡟ ⣼⣿⣿⣿⡆ ⡀ ⢳⡽⣿⣿⡈⣿
⣿⡇⢸⢁⣼⢿⢉⣿⡿ ⣀⣴⣾⣿⣿⣷⣤ ⢷⡸⣿⡇⣿
⣿⣷ ⡈⢿⣾⣿⣿⣔⣩⣨⣿⣿ ⢻⣿⣿ ⢸⣿⢹⡇⣿
⣿⢋⣤⣔⢌⡛⢿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣶⣾⣿⡿ ⢸⡟⣼ ⣿
⣧⢸⣿⣿ ⣝ ⣬ ⢿⡿ ⢛⣋⣀⣀⡴⢟⡴⣡⣿⣿
⣿⡌ ⡏⣾⣿⣿ ⣰⣤ ⣭⣭⡭ ⣖⣚⣭ ⢿⣿⣿
⣿⣿ ⣸⣿⣿⡇ ⣿⣿⢀⢿⣿⣿⡿⣹⣿⣿⣿⣿⢸ ⣿⣿
⣿⣿⡀ ⣿⣿⣿⣶⣾⣿⣿⡇⣿⣿⣿⣿⢏⣾ ⣼⣿
⣿⣿⣿⣆ ⣶⣯⣭ ⢉⣅ ⣿ ⢋⣨⣥⣾⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣷⣶⣶⣶⣶⣦⣴⣶⣶⣾⣿⣿⣿⣿⣿⣿
⢀⣼⣿⣷⣾⡽⡄ ⣴⣶⣶⣿⣿⣿⡿⢿⣟⣽⣾⣿⣿⣦
⣸⣿⣿⣾⣿⣿⣮⣤⣤⣤⣤⡀ ⣿⡯ ⢿⣿⣿⣿⣿⣷⡀
⣿⣿⢻⣿⣿⣿⣛⡿ ⣀ ⣤⣤⣶⣶⣶ ⣿⣿⣿⣿⣇
⢻⣿⡆⢿⣿⣿⣿⣿⣤⣶⣾⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⢸ ⣶⣿⣿⣿⣿⡟
⢨⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿ ⣾⣿⣿⣿
⣾⣿⣟⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⡇ ⣴⣿⣿⣿
⢰⣿⣿⣿⡿⢻⣿⣿⡏ ⣼⣿⣿⣿
⢸⣿⣿⢿⡇⢸⣿⣿⣿ ⢸⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⢥⣽⣿ ⡣⢴⣢⣤⣦ ⢶⢨
⡿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿ ⢟⢛⣼ ⣷⣽⣿⣿⣿⡅ ⣸⣸
⡀ ⣖⣾ ⢢ ⢿⣿⡀⣱⣆⢛⣏⣅⣁⣽⡻⢿⣾⡞⢁⣿
⣧⣤⣤⡹⣩⡀⢀ ⣵⣴⣿ ⡉ ⣬⢻⣿ ⢀⣼⣿
⣿⣿⣿⣧⡇ ⣤⡀ ⣿⣿⣿⣮⣤⣒⣷⣦⣄⡁ ⣼⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⣹ ⢉⡿ ⣼⣏ ⢀⣾⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣷⣶⢦ ⣀⣤⣀ ⣼⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⡿ ⣲⣾⡿⡟⢷⣤⡀ ⣼⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿ ⣤⣼⣷⣾⡿⢶⣮⣯⡤ ⣿⣿⣿ ⣽
⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣟ ⢤⣫⣺⣻⣟⣛⣦⣦ ⢀⣰⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣇ ⡻⢵⣶ ⣼⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⣟⢵⢿⡶⢄⣀⣀⣀⣀⣀⡀⢰⣾⡿⡆⢶⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⡟⣱⣾⣿⣿⣿⣿⡟⣶⡙⣿⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⢏⣼⣟⣛⣛⣛⡻⢿⡇⣚⣛⣼⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⣿ ⣩⢒⣉⣩⣭⣍⣉⡻⢾⡇⢿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⣿⡆⣉⣤⣼⣿⣯⣄⡘⢻⣷⣌⢃⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿ ⣵⣶⡍⢋⣵⣶⣮⡝⢿⣿ ⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⡿⢿ ⣿⡿⢿⡇⣾⡿⢿⣿⣿ ⢛⣂⡻⢿⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿ ⣾⡿ ⣶⣶⡄ ⢰⣶⣦⡄⡼ ⣿⣿ ⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣦⣙⢲⣬⣑ ⣶⣶⣿⣶⡶ ⣊⣵⣾⣿⡏⣶⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿ ⣾⣿⣿⣷⡆ ⢰⣶⣾⣿⣿⣿⣿⣷ ⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⡿ ⣿⣿⣿⣿⣦⣬⣭⣭⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣄⢿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿ ⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⡿⢂⣉⡛⣿⣿
⣴⣾⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣇⣿⣿⣿⡄⣿
⡇ ⡀ ⣀⡴⢿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣷⣦⡀
⢄ ⣀⣄⡈ ⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣆
⢀⡀ ⣿⣿⣿⣿⣿ ⡿⢿⣆
⢀⡾⣁⣀ ⣗⡀ ⢻⣿⣿ ⢤⣴⣦⣤⣹ ⢀⢴⣶⣆
⢀⣾⣿⣿⣿⣷⣮⣽⣾⣿⣥⣴⣿⣿⡿⢂ ⢚⡿⢿⣿⣦⣴⣾ ⣼⡿
⢀⡞ ⢹⣿⣿⣿⣿⣿⣌⢤⣼⣿⣾⣿⡟
⣾⣷⣶ ⣤⣄⣀⡀ ⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⡇
⢦⡈⢻⣿⣿⣿⣶⣶⣶⣶⣤⣽⡹⣿⣿⣿⣿⡇
⣽⡻⢿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣷⣜⣿⣿⣿⡇
⢸⣿⣿⣷⣶⣮⣭⣽⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿
⣀⣀⣈⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿
⢿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⢡⣾⣿⡿⢿⣿⣿⣿⣿⢻⣿⣷ ⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⡇⣾⣿⣿⣿ ⣿⣿⣿⣯ ⣽⣿⡆⢿⣿
⣿⣿⣿⣿⡇⣿⣿⣿⣿⡸⡟ ⡆⡉ ⣸⣿
⣿⣿⣿⣿⣷⡘⣿⣿⢏⣿⣴⡜ ⣱⣷ ⡄⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣬⣙⢈ ⣿ ⢿⣿⢸⡿⣡⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⢇⣾⢸⣇⡏⣶⢖⡉⢆⢸⣿⣿⣿
⣿ ⣛⣩⣭⢀⣆⣾⡏⣾⣿⣷⣷⡐ ⣼⢸⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⡏⣾⣿⣿⣧⣙ ⢿⣿⣷⣯⢹⡦ ⣿⣿
⣶⣶⣌ ⣿⡸⡟⢻⣿⣿⣿⣶ ⣭⣭⢄⣶⣧⣬⡹
⣿⡀ ⢢⢄
⢀⣾⡇ ⣿⣿⡗ ⢸ ⢢
⢿⡇ ⡏ ⣁ ⢸ ⢡
⣼ ⡇ ⣼ ⣦⢹⣆ ⣼ ⡄
⣿ ⢷ ⢀⡀⢀⡏ ⣿ ⡏ ⣼
⢹⡆ ⡄ ⣷ ⣗ ⡿ ⢈⡇ ⢀
⢿ ⢿ ⣷⣿⡿ ⢸⡇ ⢀⡎
⣇ ⣇ ⣿⣽⡇ ⢰⡿ ⢀⡞
⡇ ⣆⡀ ⣿⣿⡆ ⢰⣿ ⣼
⢋⡴⢫⣿⡅ ⣷ ⢆
⢀ ⡜⡔ ⣿⢀⢤ ⡌ ⢀
⡀⡀⣰⡇⡸⡼⣿⡄⡼⡄⡏ ⡈ ⡀
⣤ ⣸⡞ ⢡⡘⣽⡷⡱⣼ ⢷⡀
⢀ ⢹ ⢀⢳⣸⣿⣿⢋⢦ ⣹ ⢄
⡇ ⢣⢹ ⢹⢎ ⡏ ⡀
⢀ ⡇ ⢃⡇⣎ ⡇
⣷ ⡇⡟ ⡇
⣼⣿⡀ ⢀⢀⣀⣹
wanna ♥♥♥♥ you so badly that I grab your ass and start spanking it while pushing your head on the floor doggy ♥♥♥♥♥♥♥ you until you start to drool. I notice the saliva beginning to drip and grab your face, slapping it, shoving my ♥♥♥♥ inside your mouth deep throating you in and out continuously until I ♥♥♥ a big ass load into your mouth and make you swallow my hot creamy ♥♥♥.
⣿⣿ ⡏ ⢀ ⣿⣷⣄⡀
⣿⡟ ⢸ ⣸ ⣿⣿⣿⣁
⣿ ⢸ ⡏ ⢻ ⡿⣿
⣿ ⢧⡸⣿ ⢸
u're gay :)
|______________|
\ ( ˙ᵕ˙ ) /
\ /
⢸⣿⣿⣿⣿⡀ ⣰⢤⡀ ⡜ ⣿⢿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⡆
⣿⣿⣿ ⣿⢌⣿⡷⢄ ⢀ ⣾ ⣸⣿⡏⢡ ⢛⣿⣿⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⣾⣿⣿⢿⡄ ⡀ ⢿⡯⢀⡻⢿⡿ ⣻⣹⣿⣿⣿⣿⣿
⢀⣿⣷⡛⢿⣿⣿⣷⣿⡍ ⣦⢄⣀⣼⡇⢫⣰ ⡀ ⣴⣓⣺⣿⣿⣿⣿⡟
⣀⣼⣧⡌ ⣤ ⣿⡿⣿⣶⣤⣴⣿⣿⣯⣿⣿⣿⣧⡀ ⡕ ⣿ ⣿⣿⡟
⣩⡵⢤ ⢄ ⢤⡘⢇ ⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣥⣎ ⢒ ⣦⣦⣴⡇ ⣬⣿⣿
⣷⣟ ⡀ ⢤⡀ ⣽⣿⣿⣿⣿⣿⡿ ⢿⣿⣇⢀⣀⣴⣿⣿⣿⣿⡇ ⣿⣿⣯⣲
⢷⢌⣿⡆⣉ ⣸⡏ ⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⡇ ⣿⡷⡳