-bir şiş kebap lütfen
...
-buyrun
-bu ne biçim şiş kebap!
-anlayamadım?
-iki soğan arasında domates var, ben iki domates arasında soğan olandan istemiştim!
-?!?

bir alışveriş merkezinde lokanta işleteceğiz.
amacımız, kazandığımızı dükkana harcayıp dünya çapında bir şefe dönüşmek.


oyun, restoran simülasyonu kılığında, harika bir klavye-egzersiz aracı.
müşterilerin istedikleri yemekleri, malzemelerin kısayollarını kullanarak hazırlıyoruz.
müşterilerin istedikleri yemekleri fare kullanarak hazırlamak da mümkün ama bu sadece acı ve başarısızlık olarak size dönüyor.

oyunda mali konulara fazla kafayı takmıyoruz.
parayı harcayabileceğimiz ana kalem, yeni yemek tarifleri/malzemeleri alıp yeteneklerimizi/yemeklerimizi geliştirmek.
ilerleyip dünya çapında bir şef de olsak, restoranda tek başımıza çalışıyoruz; aşçılık, garsonluk, temizlikçilik, hepsi bizde.

oyun aynı zamanda, stres eşiğimizi defalarca sınıyor.
"rush hour" denen yoğun saatlerde normalden çok daha seri çalışmamız gerekiyor.
çorbaya kereviz doğrarken tuvalet tıkanıyor, onu temizlerken beyaz atlet kekonun teki lazanya istiyor, biriken çöpleri dökerken dükkan soyuluyor, adamın eşkalini tarif ederken çorba taşıyor vs.


cook, serve, delicious! inanılmaz eğlenceli bir oyun.
klavye hızınızı geliştirmek istiyorsanız, stresle baş etmede sorununuz yoksa mutlaka oynamanızı tavsiye ederim.

-bir lazanya lütfen
...
-buyrun
-bu ne biçim lazanya ulan!
-pardon?
-kıyması az olmuş!
-pscrpscrpscr!

dünya dışı varlıklar gezegenimizi işgale mi gelmiş, yakıp yıkıp ortalığı karıştırmak mı istiyorlar nedir, bir kaos ortamı..
biz de uluslararası bir organizasyon olarak nato'yu, birleşmiş milletler'i vs. sollayıp bunları durdurmaya karar veriyoruz.

hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır.
-m.k.atatürk


söz konusu sathın tüm dünya olduğu x-com; içinde hafif oranda strateji ve rpg unsurları bulundursa da, tur bazlı bir taktik oyunu.
genel oynanış içinde düşmanla çeşitli haritalarda mücadele ediyor, haritadaki görevimizi tamamlamaya çalışıyoruz.

bu görevler de çeşit çeşit: tüm düşmanı temizlemek, o saatte dışarıda ne işleri olduğunu anlayamadığımız sivilleri korumak, özel birine eşlik etmek gibi.

bu görevler sırasında askerlerimizi kullanarak siper almak, binalara çıkmak, ağır silahlarla ortamı dağıtmak hatta ileride uçmak gibi çeşitli taktikler kullanıyoruz.
(askerlerimiz de çeşit çeşit ve geliştikçe yeni güçler kazanıyorlar.)

düşmanla kapışırken bir tutarsızlık da gözümüzden kaçmıyor. karşımıza bir 'grey alien' diye bildiğimiz balon kafa, ameliyat masası kaçkınları çıkarken; bir bakıyorsunuz agent smith suratlı tıslayan tipler musallat oluyor.
goriliydi, robotuydu, böceğiydi derken karşı taraf adeta bir nba all-stars kadrosu olmuş; birinin diğeriyle alakası yok! (nedenini oyun sonunda anlıyoruz)

savaşmadığımız zaman, oyunun kısıtlı stratejik kararlar aldığımız kısmı başlıyor.
oldukça minimalist bir mimariye sahip merkezimizde kazı yapıp kutu kutu yeni tesisler kuruyoruz.
burada yeni mühendislik ve bilim araştırmaları yapabilir, dr.vahlen ve dr.shen'e kafa göz girmek isteyebilir, yeni askerler ve mühendisler talep edebiliriz.

ek olarak silahlarımızı geliştirdiğimiz, ufo saldırısı sırasında yardım edeceğimiz ülkeleri seçtiğimiz yer de burası; bu kısmı önemli çünkü yardım edemediğimiz ülkeler bir süre sonra çok önemli bir işleri çıktığını söyleyip projeden desteklerini çekiyorlar.
bu da x-com için daha az gelir ve oyunu kaybetmeye doğru atılmış bir adım anlamına geliyor.

oyunun dört zorluk seviyesinden bahsedecek olursak:

• easy -> elinde makinalıyla sıka sıka gitmek isteyenler için. ne siper almanıza gerek var ne diğer ülkelere (her biri birer isveç olmuş zaten, dünyanın parası akıyor,) john wick gibi dalabilirsiniz, sıkıcı.
  
• normal -> kolay sayılabilecek versiyonu, zor bölümler var ama tecrübeyle hallediliyor.
  
• classic -> çok zor. düşmanlar kafasına önceden saksı düşmüş olacak ki kuşatma taktiklerine başlıyor, özel güçlerini daha çok kullanıyor, sık sık üzerinize patlayıcı atıyorlar. ülkeler yüzünüze bakmıyor, her şeyin fiyatı artıyor.
  
• impossible -> bdsm tutkunları için. ülke ekonomileri ekonomik kriz sonrası türkiye'ye dönüyor, oyun başındaki düşmanlar size one-shot çekiyor, ülkeler yüzünüze tükürüyor.

delta section - you have to hold the line. the future of xcom is counting on you.
-central officer bradford


oyundaki seslendirme ve ses efektlerinin de oldukça iyi olduğunu söyleyebilirim, yer yer bunlardan gaza gelip, bazen de kendinizi çaresiz hissedebiliyorsunuz; atmosfer nefis.

şimdiye kadar oynadığım en zevkli taktik oyunu diyebileceğim x-com: enemy unknown'u bu zamana kadar oynamadıysanız bir şans vermek isteyebilirsiniz.

son olarak neden öldürmek zorunda kaldığımızı anlayamadığım uber ethereal'ın bazı sözleriyle bitirelim:

you hear our voice, new one, now listen well…
long have we watched… and waited.
so many promising subjects, so many failed efforts.
and now, after untold trials, the new one emerges to face the rigors of our collective…
an enduring physical form, paired with an equally adept mental capacity – the rarest of traits, finally within our grasp.

...

behold the greatest failure… of the ethereal ones…
we who failed to ascend as they thought we would.
we who were cast out.
we who were doomed to feed on the Gift of lesser beings… as we sought to uplift them… to prepare them… for what lies ahead.